15 Ekim 2012 Pazartesi

EREN YENİÇERİ


    Genellikle yabancı futbolcuları tanıttığım blogumda bu sefer sizlere, son dönemde gösterdiği performansla dikkatimi çeken Fenerbahçe A2 takımının hücum oyuncusu Eren Yeniçeri hakkında kısa bir bilgilendirme yapmaya çalışacağım.
    27 Temmuz 1994 tarihinde Kadıköy'de doğan Eren, futbola 10 yaşındayken Selimiyespor'da (İstanbul) başladı. Selimiyespor'da 6 yıl forma giydikten sonra 16 Eylül 2010 tarihinde hayalini kurduğu Fenerbahçe'ye transfer oldu.


    2010-2011 sezonunda Fenerbahçe u17 takımıyla 23 maça çıkan Eren o sezonu 7 golle tamamladı. 2011-2012 sezonunda u18 takımıyla 17 maça çıkan oyuncu A2 takımına Hasan Özdemir'in gelmesiyle orada da 13 maça çıkma fırsatı yakaladı ve sezonu toplamda 8 golle tamamladı. 2012-2013 sezonunda
şu ana kadar takımın değişmez isimlerinden biri olan Eren A2 liginde oynadığı 5 maçta 4 gol buldu.
Şu anda Fenerbahçe A2 takımında birçok futbolseverin gözü Beykan Şimşek'in  üzerinde olsa da Eren özellikle bu sezon ki futboluyla ismi tanınır hale geldi.



    A2 Takımımızdan bir futbolcuyu tanıtırken Next Generation Series turnuvasından bahsetememek olmaz. Bu yaş kategorisinde ki futbolcuların uluslararası tercüme edinmesi konusunda büyük bir avantaj haline gelmiş durumda ki turnuvada sonuçların önemsenmeyerek, gelişim adına daha fazla çaba sarfedilmesi gerektiğini düşünenlerdenim, umarım öyle de oluyordur.


 
Özellikleri:
 
    Kendine Cristiano Ronaldo'yu örnek alan Eren, onun oynadığı pozisyonlarda oynuyor. Özellikle süratli koşuları dikkat çeken oyuncu, topla ilişkilerini de gün geçtikçe ilerletiyor. Süratli oyuncuların genelinde olan fiziksel güç zafiyeti Eren'de en azından bu yaş kategorilerinde yok. Bu sezon uzaktan attığı goller ve sert şutlarıyla dikkat çeken oyuncu gelişime açık olduğunu kanıtladı. Eren'in eksilerine gelecek olursak şu ana kadar gördüğüm son hareketleri yapmaktaki sıkıntı ve kollektif oyuna tam manasıyla uyum sağlayamaması, tabi bunlar da aşılamayacak engeller değil.
   Her tanıttığım oyuncuya kariyer planlaması konusunda yaptığım tavsiyeleri Eren için de yapıyorum:
A2 takımında Beykan ve Aziz'den sonra en çok beklenti içinde olduğum Eren'in önümüzdeki sezondan itibaren A takıma çıksa da çıkmasa da PTT 1.Lig'de kiralık olarak oynamasını ve profesyonel futbola çabucak uyum sağlamasını diliyorum. Sürekli çalışarak çok iyi yerlere geleceğine inandığım Eren Yeniçeri'ye kariyerinde başarılar diliyorum. (bu yazı umarım sana şans getirir.)







17 Ağustos 2012 Cuma

BERNARD


       Bernard Anicio Caldeira Duarte bu ismi yakın zamanda fazlasıyla duyacaksınız tabi ki kullanılan ismi olan Bernard ile.
      Atletico Mineiro'nun futbol piyasasına sunduğu yeni isim Bernard, 8 Eylül 1992 dağumlu. 1,64 boyunda 62 kiloluk oyuncunun fiziksel özelliklerine bakıldığında futbolcu olabilmesi için mükemmele yakın yeteneklere sahip olmasını düşünmek çok doğal. Bernard ise bu doğal düşünceyi karşılayabilecek bütün saf yeteneklere sahip.


      Futbola 2006 yılında Atletico Mineiro altyapısında başlayan oyuncu 2010 yılında kulübüyle profesyonel sözleşme imzaladıktan sonra 1 yıllığına Democrata kulübüne kiraya verildi.

    Kulübüne geri dönen Bernard çoğunluğunda sonradan oyuna girerek 2011 yılında 28 maça çıkmış oldu. Bernard'ın kendini göstermeye başladığı yıl ise 2012 oldu. Hem Atletico Mineiro hem de Bernard için 2012 yılı şu ana kadar harika geçiyor. Ronaldinho ve Jo gibi yıldız oyuncuları transfer eden Atletico Mineiro şampiyonluk mücadelesi verirken Bernard'da kendini bütün Dünya'ya gösteme fırsatı buluyor.
    Bernard'ın kısa kariyerindeki zirve noktası ise insanlık dışı yaptığı hareketler sonrası Jo'ya attırdığı gol oldu.İzlemenizi tavsiye ederim.



ÖZELLİKLERİ
    Orta sahanın solunda oynayan Bernard fiziksel dezavantajlarını çabukluğu ve tekniğiyle kapatıyor hatta bu ufak tefek olma hali ona bir çok avantaj sağlıyor. Brezilyada ki tipik hucum oyuncularının aksine savunmayada yardım eden oyuncu gençliğinin verdiği enerjiyle sahada en çok koşan oyuncular arasına ismini her zaman yazdırıyor.
    Bernard için söyleyeceğim son söz ise kurnazlık yapıp şimdiden alan bir Avrupa kulübü olmadığı takdirde 2 yıl sonra fiyatı 30 milyon euro civarında olabilir ve oyuncuyu almak zengin kulüplerin yapabileceği bir durum haline gelebilir.


   








21 Temmuz 2012 Cumartesi

YENİ BİR YILDIZ DOĞUYOR: ROMARİNHO



      Romario Ricardo da Silva, kısacısı Romarinho, Brezilya futbolunun son 2 ayına tam anlamıyla damgasını vurdu.
      Brezilya 2.liginde Bragantino forması giyen oyuncu, 3 ay içerisinde Brezilya'nın en çok konuşulan isimleri arasına girebileceğini hayal bile edemezdi. Bragantino formasıyla 45 maçta 16 gol atan oyuncu için bu peri masalının başlangıcı Mayıs 2012'de Corinthiansa transferiyle başlamış oldu.


    İyi bir savunma takımı olmasına karşın gol atma konusunda ciddi sıkıntıları olan Corinthians kulübü için bu sorunun çözüm adresi Romarinho oldu. Corinthians formasıyla oynadığı 10 maçta 4 gol 1 asist yapan oyuncu, takımının hucum bölgesinde hareketlenmesini sağladı.
    Romarinho'nun adını duyurmasını sağlayan  ise Copa Libertadores finali ilk maçında Boca Juniors deplasmanında takımı 1-0 yenik durumdayken kalecinin üzerinden aşırtarak attığı muhteşem gol oldu.



    İşte o muhteşem gol:

     Oyuncunun Türkiyeyi ilgilendiren ilginç tarafı ise Nisan ayında Ümit Davalı'nın onu Galatasaray için izlemeye gittiği haberleri oldu. Ümit Davala ya oyuncuyu beğenmedi ya da transferi sezon sonuna bırakan Galatasaray oyuncuyu Corinthians'a kaptırdı. İki durumda da kaybeden Galatasaray olmuş gibi gözüküyor.



ÖZELLİKLERİ:
      Asıl mevkisi sağ ön olarak gözükse de forvetin her yerinde oynayabilecek yeteneklere sahip olan bir oyuncu. Defans arkasına yaptığı süpriz koşular ve sürekli hareketli olması onu savunan oyuncular için büyük zorluklar çıkartmasına neden oluyor. Çok rahat karşısındaki oyuncuyu geçebilecek yeteneklerede sahip olan oyuncunun geliştirmesi gereken eksikliği ise; son hareketlerde yaptığı yanlış tercihler ve beceriksizlikler. Brezilya futbolcu çıkartmaya devam ediyor ve bunlardan biri de Romarinho. Oyuncunu kariyer planlamasını nasıl yapacağını çok merak ediyorum.














5 Temmuz 2012 Perşembe

CHRISTIAN BENTEKE

   
     Belçika eski sömürgesi Kongo'nun nimetlerinden faydalanmaya hala devam ediyor. Bunlar biri de 21 yaşında 1.91 boyundaki santrafor Christian Benteke.
     Futbola Standard Liege altyapısında başlayıp daha bu düzeyde Genk'in altyapısına transfer olan oyuncu burada A takım seviyesine yükselmeyi başardı. Genk'te 1 sezon forma giydikten sonra 2008 yılında Standard Liege'e geri döndü.
    2008-2009 sezonunda Standard Liege'de 14 maçta 581 dakika forma giyer ve ağları 3 kez havalandırır.


     Standard Liege'de fazla forma şansı bulamayan oyuncu 2009-2010 sezonunun başında Kortrijk'e kiralanır ve o sezon oynadığı 34 maçta 14 gol atarak dikkat çekmeye başlar.
    2010-2011 sezonunu da Mechelen de kiralık geçiren oyuncu burada da 25 maçta forma giyip 7 gol 1 asistlik performans sergiledi.


    Fiziki gücüyle dikkat çeken oyuncu 2011 yılında 1.5 milyon euro bonservis bedeliyle yeniden Genk takımına transfer oldu. 2011-2012 sezonunda 42 maçta oynayıp 18 gol 11 asistlik muhteşem bir performans sergileyen oyuncuyu Genk kulübünün uzun süre elinde tutabilmesi zor görünüyor.



    Çifte pasaporta sahip olmasına rağmen yetiştiği ülke olan Belçika'yı milli takım düzeyinde tercih eden oyuncunun Belçika u17,u18,u19,u20 takımlarında 38 maçta attığı 23 gol istatistiği onun ne kadar gole yakın bir isim olduğunun kanıtı. Belçika A milli takımının formasını da 4 kez giye oyuncu henüz golle tanışamadı.

ÖZELLİKLERİ
 
   Boyunun da uzun olması nedeniyle çok çabuk olmayan Benteke uzun mesafede fuleli koşularıyla kısa mesafede ise fizik gücü ve hareketli oyunuyla defans oyuncularına sorun çıkartabilyor. Ceza sahası içinde topu kaleye sokma konusunda meziyetleri olan oyuncu yakın zamanda adından daha fazla söz ettirecektir. Yıllardır yeni Pascal Noumasını arayan Beşiktaş için çok uygun bir transfer olabilir ve taraftarın yeni sevgilisi olabilir



29 Haziran 2012 Cuma

PAULİNHO


         Jose Paulo Bezerra Maciel Júnior bilinen adıyla Paulinho 25 Temmuz 1988 doğumlu. Yaşı daha 23 olmasına rağmen futbol hayatı maceralarla dolu oyuncuyu sizlere tanıtmaya çalışacağım.
         Futbola doğduğu şehir Sao Paulo'nun küçük kulüplerinden Audax'ta 16 yaşında başladı.Burada 2 yıl forma giydikten sonra şehrin diğer takımlarından Clube Atletico Juventus'a kiralandı.Futbol hayatı şu ana kadar normal devam eden Paulinho için esas macera buradan sonra başladı. Brezilyalı oyuncu için  belki de kendisinin haritada bile gösteremeyeceği Litvanya'dan teklif gelmişti. Litvanya takımlarından FC Vilnius 2006-2007 sezonun başında oyuncuyu 1 yıllığına kiraladı. FC Vilnius takımıyla 38 maça çıkan oyuncu 5 gol attı ve başka bir maceraya yol aldı.2007-2008 sezonunun başında Polonya'nın LKS Lodz takımına 1 yıllığına kiralandı.Polonya takımında 17 maçta forma giyip gol atamadan sezonu tamamladı.



         Paulinho Avrupa macerasından sonra kulübü Audax'a geri döndü ancak yine kiralık olarak ülkesinin Bragantino takımına kiralandı. 2009 yılını Bragantino'da geçiren oyuncu burada 28 maçta forma giyip 6 gol kaydetti.


      Bragantino'da ki performansı Brezilya'nın büyük kulüplerinden Corinthians'ın dikkatini çeken oyuncu 2010 yılında 600.000 euro karşılığında bu kulübe transfer oldu. Maceralarla dolu kariyerine daha 21 yaşında Brezilya'nın zirveye oynayan takımlarından Corinthians'ta kendini buldu.İlk bakışta defansif   bir transfer olarak gözükse de Paulinho stil olarak daha farklı ve daha ofansif bir ortasaha oyuncusu olduğunu ilk maçtan itibaren gösterdi.



      Corinthians formasını ilk olarak 16 Mayıs 2010 tahinde Gremio deplasmanında 89. dakikada oyuna girerek giymiş oldu. 2010 yılında 28 maçta 4 gol atıp 1 asist yapan oyuncu ilk sezonu için fena sayılmayacak bir performans gösterdi.
     Paulinho için büyük patlamasını yapacağı sene 2011'di. Bu yıl 36 maçta forma giyip 8 gol 4 asist yapan oyuncu başta milli takım hocası Mono Menezes olmak üzere Avrupa'da birçok takımın dikkatini çekti.
     Milli Takımdaki ilk ve tek maçına 15 Eylül 2011 tarihinde Arjantin'le yapılan hazırlık maçında çıktı.


      Milli takıma kadar yükseldiği 2011 yılında Brezilya Seria-A 'da yılın en iyi 11'ine seçilmeyi başaran oyuncu kariyerindeki ilk bireysel ödülünüde kazanmış oldu. Ancak  bu yıl onun için en büyük başarı kulübüyle kazandığı Brezilya ligi şampiyonluğu oldu.





     2012 yılını da çok iyi geçirmekte olan oyuncu şu ana kadar 15 maçta 3 gol 3 asistlik performans gösterdi. Ayrıca şu anda Copa Libertadores'te finale çıkan Corinthians takımının en önemli parçalarından biri. Copa Libertadores finalinde Boca Juniors deplasmanındaki ilk maçta takımına bereaberliği getiren Romarinho'nun attığı golde onu topla buluşturan oyuncuda attığı derinlemesine pasla Paulinho oldu. Final maçlarından sonra oyuncunun Avrupa'nın büyük kulüplerinden birine transferi seçenekler arasında duruyor.



Özellikleri

     1.80 boyunda fizik olarak güçlü, ikili mücadelerde ayakta kalabilen oyuncunun en önemli özelliği oyunu 2 yönlü oynayabilmesi. Ceza sahasına yaptığı koşularla gole her zaman yakın olan oyuncu attığı derinlemesine paslarlada önünde oynayan arkadaşlarını pozisyona sokabiliyor. Avrupa'ya geldiği takdirde oyuncunun Ramires etkisi yaratmasını bekliyorum.
    Her Brezilyalı genç oyuncu için ilk önce Chelsea, Milan, Barcelona, Real Madrid gibi forma şansı bulmaları zor kulüpler yerine Shaktar, Benfica, Porto, Udinese, CSKA, Fenerbahçe gibi sürekli oynayabileceği bir takıma gelip Avrupa futboluna alıştıktan sonra adım adım yükselmesi onun için daha hayırlı olabilir.








2 Haziran 2012 Cumartesi

EURO 2012'de Dikkat Edilmesi Gereken 10 Genç İsim

10. Rafal Wolski




Turnuvanın ev sahiplerinden olan Polonya'nın son dönemde yetiştirdiği en önemli yeteneklerden olan Wolski ortasahanın iki kanatında da oynayabiliyor. Bileklerine olan hakimiyetiyle dikkat çeken 19 yaşındaki oyuncu turnuvanın yıldız adaylarından biri. Ülkesinin Legia Varşova takımında forma giyen oyuncu turnuva sonrası büyük bir lige transfer gerçekleştirebilir.




9. Luuk de Jong






Üst düzey hucum oyuncularına sahip Hollanda Milli Takımında ilk 11 şansı az olmasına rağmen sonradan oyuna dahil olarak takımın sıkıştığı maçlarda kritik katkı verebilir. 21 yaşındaki Twenteli futbolcu son 2 sezonda Hollanda Lig'in de gösterdiği performansla Avrupa'nın büyük kulüplerinin dikkatini çekmeyi başardı. Bu turnuvada göstereceği iyi bir performans onu transferde en popüler oyuncu haline getirebilir.




8. Alex Oxlade-Chamberlain




Arsene Wenger'in son keşfi 18 yaşında ki İngiliz fubolcu Alex Oxlade-Chamberlain. Arsenal'a bir sağ kanat oyuncusu olarak transfer edilmesine rağmen Wenger'in oyuncusundan farklı mevkilerde de kullanması onun gelişiminde büyük katkıları oldu. Turnuvanın en genç isimlerinden biri olan Chamberlain İngiltere'nin son Dünya Kupasın da yaşadığı temposuz futbol sorununu çözebilecek ve takımı oyun içerisinde hareketlendirebilecek bir isim olabilir.



 7. Andriy Yarmolenko



Turnuvanın bir diğer ev sahibi Ukrayna'nın son dönemde yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri olan Yarmelenko ülkesinin turnuvadaki başarısı için en kilit oyuncu. Dinamo Kiev'de her sezon performansını artıran 22 yaşındaki ofansif sol kanat oyuncusu sürati ve mücadelesiyle Ukrayna'ya çok şeyler katacaktır. Bu turnuvada göstereceği performans ile takımdaki ağabeyi Schevchenko'nun yolundan gidebilir.



6. Alan Dzagoev




Nispeten daha kolay bir guruba düşen ve bulunduğu gurubun en büyük favorisi halindeki Rusya'nın son dönemde Dünya Futboluna sunduğu en büyük yetenek Dzagoev. Hucuma dönük bir ortasaha oyuncusu olarak birçok mevkide oynayabilen 21 yaşındaki Dzagoev kalitesini göstererek hem kendini hem de takımını üst düzeye taşıyabilir.



5. Jordi Alba






Son iki büyük turnuvanın şampiyonu İspanya'nın bu iki turnuvada da en zayıf karnı sol bek Capdevilla olarak gösterildi. Oldukça yaşlanan Capdevilla'nın yerine İspanya sonunda kaliteli bir sol bek çıkardı. Valencia'da yıldızı parlayan 23 yaşındaki futbolcunun bu yaz Barcelona'ya transfer olması bekleniyor. En büyük özelliği hucuma verdiği katkı olan Alba'nın savunma yönünde aynı düzeyde olduğu söylenemez. Herşeye rağmen turnuvanın en büyük favorisi İspanya'nın solbeki olarak Alba'nın  hafızalardan silinmeyecek bir performans göstermesini bekliyorum.




4. Christian Eriksen




Futbolcu fabrikası Ajax'ın son ürünlerinden biri Christian Eriksen. Çağdaş bir oyun kurucu olarak tanımlayabileceğimiz 20 yaşındaki oyuncu, yaratıcılıktan uzak Danimarka'nın turnuvada fark yaratibilmesi için en önemli koz halinde. Her ne kadar ölüm gurubuna düşmüş olsalar da grubun diğer 3 takımının gruptan çıkabilmesi için geçmeleri gereken engel Eriksenli Danimarka olacak. 1-2 sene içerisinde Avrupa'nın üst düzey takımlarında görebileceğimiz oyuncu bu turnuvada farkını ortaya koyabilir.




3. Robert Lewandowski


t




Euro 2012'ye gelen forvetler arasında belki de en formda isim Robert Lewandowski. Dortmund'ta bu sezon gösterdiği performanla başta Manchester United olmak üzere birçok takımın dikkatini çeken 23 yaşında ki genç yıldız turnuvada ülkesi Polonya'nın da en büyük gücü durumunda. Rakip defans oyuncularını yıpratması ve her zaman gole yakın olmasının avantajlarıyla Lewandovski EURO 2012'ye damga vuraacak oyuncular arasında.



2. Danny Welbeck




Turnuvalar da hayal kırıklığına uğramaya alışmış İngiltere'nin forvetteki en önemli silahlarından biri Gana asıllı  Danny Welbeck olacak. Bir Alex Ferguson ürünü olan Welbeck son 2 yılda gösterdiği gelişimle birçok genç oyuncuya örnek oluşturabilecek nitelikte. Turnuvanın ilk 2 maçında Rooney'nin cezası nedeniyle oynayamayacak olması onun sorumluluğunu da artırıyor. Bu sezon United'ta iyi bir 2li haline gelen partneri de ceza sonrası dönüşüyle Welbeck'in performansını artıracaktır. Turnuvada favoriler arasında pek gösterilmeyen İngiltere'nin turnuvayı kazanabilmesi için Welbeck'in üst düzey performansına ihtiyaç duyacak.






1. Mario Götze





Listenin ilk sırasında bana göre turnuvanın en büyük favorisi olan Almanya'nın sıradışı yeteneği 19 yaşında ki Mario Götze var. Bundesliga'yı 2 sene üst üste şampiyon tamamlayan Borussia Dortmund'un Dünya Futboluna sunduğu bir isim Götze. Almanya'nın izleyenlere keyif veren hucum futbolunda yapacaklarıyla turnuvaya damga vurması en muhtemel oyuncu. Tabi en çok merak edilen soru Götze'nin ilk 11'de yer alıp almayacağı, eğer yer alacaksa Podolski'nin kulübede oturması gerekecek. Löw için turnuvanın en şanslı hocası denilse de forma verme konusunda büyük sıkıntılar yaşayacağı da aşikar. Avrupa'da büyük kulüplerin birçoğunun kıskacında olan oyuncu bakalım turnuva da neler yapacak.




14 Nisan 2012 Cumartesi

Sezon Sonu Sözleşmesi Bitecek Futbolcular


İNGİLTERE


David Hoilett




Blackburn Rovers'ın 21 yaşındaki genç oyuncusu son iki sezonda gösterdiği performansla birçok kulubün dikkatini çekti. İki kanatta da oynayabilen oyuncu dar alandaki çabukluğunun avantajı ile rakip savunmaların başına iş açabiliyor. Kulübünün yapacağı teklifi kabul etmemesi halinde Hoilett'i tam anlamıyla patlama yapabileceği bir kulüpte görebiliriz.



Salomon Kalou




Beş yıl önce Chelsea'ye büyük umutlarla transfer olan ancak bu süreçte bir türlü bekleneni veremeyen Kalou  bu sezon kulübüyle yollarını ayırabilir. Kendi kariyeri açısından da Chelsea serüvenini bitirmesi ve gideceği takımda yaratacağı etki daha hayırlı olabilir.


Hugo Rodallega




Her sene küme düşme potasında bulunan Wigan'ın istikrarsız Kolombiyalı'sı bu sezon sonunda kulubüyle yollarını ayırması muhtemel isimlerden biri. Özelliklede Premier Lig'de birçok takımın Hugo'nun peşine düşeceği kesin.


 Mohamed Diame


Premier Lig'de ki en potansiyelli orta saha oyuncularından Diame kulübünün de bulunduğu kötü durumdan ötürü kendini istikrarlı bir şekilde gösterme imkanı bulamadı. Her şeye rağmen onu sahada bir kere bile izleyen biri, futbolundan etkilenir ve o ışığı görür. Önümüzdeki sezon için kulübünden ayrılmasını beklediğim Senegalli yıldız orta saha oyuncusu arayışındaki Fenerbahçe için de düşünülebilir.

Sözleşmesi Bitecek Diğer Futbolcular

  • Dimitar Berbatov
  • Didier Drogba
  • Jermaine Jenas
  • Ben Foster
  • Maynor Figeroa
  • Sebastian Bassong
  • Ledley King
  • Sylvain Distin
  • Martin Petrov
  • Ivan Klasnic
  • Jonathan Woodgate
  • Zdenek Grygera
  • Fabio Aurelio
  • Ricardo Fuller
  • Manuel Almunia


ALMANYA


Jefferson Farfan



Schalke 04'te çok iyi performans sergileyen Farfan istediği yüksek maaş talebiyle kulübüyle anlaşamadı ve sezon sonunda yollarını ayıracak. Onu kadrosuna katacak kulüp çok etkili bir kanat oyuncusuna sahip olacak.


René Adler




Almanya'nın yetenekli kalecilerinden Adler'in de sözleşmesi bu yaz bitecek. Ancak ben yine de kulübüyle anlaşacağını düşünüyorum.


Tranquillo Barnetta




Uzun yıllardır Leverkusen forması giyen İsviçreli kanat oyuncusu bu yaz yeni bir takımla anlaşabilir. Ekstra özellikleri olmamasına rağmen istikrarlı oyunuyla bir çok kulüpte kendine yer bulabilir.


Sözleşmesi Bitecek Diğer Futbolcular



  • Raul
  • Tim Wiese
  • Mladen Petric
  • Claudio Pizzaro
  • Clemens Fritz
  • Ivica Olic
  • Daniel Pranjic
  • Sebastian Prodl
  • Khalid Boulahrouz
  • Daniel van Buyten
  • Markus Rosenberg
  • Arthur Boka
  • Tim Borowski
  • Sebastian Boenisch



İTALYA

Riccardo Montolivo



Fiorentina'nın iki yönlü orta saha oyuncusunun sezon sonunda takımdan ayrılacağı kesin gibi. Oyuncuyu isteyenler arasında Galatasaray'ın olduğu da konuşuluyor.


Mathieu Flamini




Milan'a transfer olduğundan beri bir türlü ilk 11'in değişmezleri arasına giremeye Flamini'nin bu yaz takım değiştirebileceğini düşünüyorum. Avrupa'da hala piyasası bulunan oyuncunun ülkesi Fransa'ya  dönmesi de ihtimaller arasında.


Cristian Chivu



Oynadığı bütün takımlarda performansıyla değişmezler arasına giren Romen defans oyuncusunu bu yaz döneminde peşinden koşacak bir çok kulüp olacaktır.



Sözleşmesi Bitecek Diğer Futbolcular



  • Walter Samuel
  • Andrea Poli
  • Mattia Cassani
  • Fabrizio Miccoli
  • Gaby Mudingayi
  • Clarence Seedorf
  • Gennaro Gattuso
  • Del Piero
  • Cesare Natali


FRANSA

  • Ederson
  • Carlos Sanchez
  • François Clerc
  • Ireneusz Jelen
  • Mohamed Fofana
  • Étienne Didot
  • Túlio de Melo
  • Joel Campbell

İSPANYA

  • Arouna Kone
  • Pizzi
  • Miguel
  • Frederic Kanoute
  • Hedwiges Maduro
  • Luis Perea
  • Ruud van Nistelrooy
  • Antonio Lopez

TÜRKİYE

  • Emre Belözoğlu
  • Tomas Sivok
  • Sabri Sarıoğlu
  • Servet Çetin
  • Micheal Enaramo
  • Necati Ateş
  • Mehmet Güven
  • Safet Naderevic
  • Theofanis Gekas
  • Yasin Öztekin
  • İbrahim Dağaşan
  • Herve Tum
  • Glowacki
  • Mehmet Aurelio
  • Mert Günok
  • Ali Zitouini
  • Tevfik Köse
  • Fabio Bilica
  • Deniz Barış
  • Murat Tosun










13 Mart 2012 Salı

Kenya'da Büyüyen İsveçli JOHN GUIDETTİ



15 Nisan 1992'de Dünya'ya gelen John Alberto Fernando Andres Luigi Olof Guidetti uzun isminden de anlayabileceğimiz gibi İtalyan orjinli bir futbolcu. Guidetti'nin hayat hikayesini incelediğimiz de çok ilginç bilgilere rastlıyoruz. İsveç'te doğup babasının mesleği nedeniyle Kenya'ya taşınmalarıyla çocukluğunun büyük bölümünü orada geçiren bir isim. Bir İsveç'linin Kenya'da büyümesi ne kadar garip gözünse de bu olayın John'un futbola başlamasında ve buralara gelmesinde büyük bir katkısı olduğu da gerçek.






Guidetti futbola Kenya'nın Ligi Ndago kulübünde başladı ve ardından ülkesinin Brommapojkarna
takımına transfer oldu. Hem Brommapojkarna  hem de İsveç Genç Milli Takımları'nda gösterdiği performans Avrupa'nın büyük takımınklarının dikkatini çekti. Özelliklede M.City ve Twente Guidetti'yi kadrolarına katmak için çok çaba sarf ettiler ve sonunda teknik direktörünün Eriksson olmasının avantajıyla kazanan M.City oldu.




Manchester City'nin Arap sermayesinde olmasıyla birlikte takımda oluşan futbolcu sirkülasyonu Guidetti'nin kulübünde forma giyme şansının çok azalmasına neden oluyordu ve bu da futbolcunun kiralık olarak gidip şans aramasına neden oldu. Önce Brommapojkarna , Burnley ve son olarak Feyenoord'a kiralandı.





Guidetti'nin büyük bir kesim tarafından tanınmasına neden olan şey ise bu sezon Feyenoord'ta gösterdiği performans. Hollanda Ligi gibi hucum oyuncularının kolayca parlayabilmesini sağlayan bir
ligde oynamanın avantajını fazlasıyla kullandı ve şu ana kadar 18 lig maçında 18 gol ve 7 asistlik performansıyla bütün gözlerin üzerine toplanmasını sağladı ve A Milli Takımı'na seçilme şansını yakaladı. Bu formu devam ettiği takdirde EURO 2012'de İsveç Milli Takımı'nın en büyük kozu ve turnuvanın yıldız adayı haline dönüşebilir.





Gelecek planlamasına gelirsek bunda EURO 2012'nin etkisinin çok büyük olacağını düşünüyorum. Ancak her koşulda yapmaması gereken bir durum varki o da M.City'e gidip forma beklemek. bunu yaptığı takdirde oyununda ciddi derecedde gerilemeler olcağını düşünüyorum. Onun için en hayırlı olacak şey forma şansı bulabileceği Şampiyonlar Ligi'nde de oynayan bir takıma gitmek. Bunu yaptığı takdirde önünde çok parlak bir geleceğin olacağı düşüncesindeyim.



ÖZELLİKLERİ


1.85 boy ve karşısındaki savunmalara korku salan irilikte bir fiziğe sahip Guidetti. Fiziksel avantajlarını çok iyi bir şekilde kullanmayı da fazlasıyla biliyor. Bunların yanı sıra uzun mesafede süratlenmesi ve tekniğide onun ne kadar komple bir forvet olduğunun kanıtı. Parlak bir geleceğe sahip olan bu yeteneğe futbol hayatı boyunca başarılar dilerim