29 Haziran 2012 Cuma

PAULİNHO


         Jose Paulo Bezerra Maciel Júnior bilinen adıyla Paulinho 25 Temmuz 1988 doğumlu. Yaşı daha 23 olmasına rağmen futbol hayatı maceralarla dolu oyuncuyu sizlere tanıtmaya çalışacağım.
         Futbola doğduğu şehir Sao Paulo'nun küçük kulüplerinden Audax'ta 16 yaşında başladı.Burada 2 yıl forma giydikten sonra şehrin diğer takımlarından Clube Atletico Juventus'a kiralandı.Futbol hayatı şu ana kadar normal devam eden Paulinho için esas macera buradan sonra başladı. Brezilyalı oyuncu için  belki de kendisinin haritada bile gösteremeyeceği Litvanya'dan teklif gelmişti. Litvanya takımlarından FC Vilnius 2006-2007 sezonun başında oyuncuyu 1 yıllığına kiraladı. FC Vilnius takımıyla 38 maça çıkan oyuncu 5 gol attı ve başka bir maceraya yol aldı.2007-2008 sezonunun başında Polonya'nın LKS Lodz takımına 1 yıllığına kiralandı.Polonya takımında 17 maçta forma giyip gol atamadan sezonu tamamladı.



         Paulinho Avrupa macerasından sonra kulübü Audax'a geri döndü ancak yine kiralık olarak ülkesinin Bragantino takımına kiralandı. 2009 yılını Bragantino'da geçiren oyuncu burada 28 maçta forma giyip 6 gol kaydetti.


      Bragantino'da ki performansı Brezilya'nın büyük kulüplerinden Corinthians'ın dikkatini çeken oyuncu 2010 yılında 600.000 euro karşılığında bu kulübe transfer oldu. Maceralarla dolu kariyerine daha 21 yaşında Brezilya'nın zirveye oynayan takımlarından Corinthians'ta kendini buldu.İlk bakışta defansif   bir transfer olarak gözükse de Paulinho stil olarak daha farklı ve daha ofansif bir ortasaha oyuncusu olduğunu ilk maçtan itibaren gösterdi.



      Corinthians formasını ilk olarak 16 Mayıs 2010 tahinde Gremio deplasmanında 89. dakikada oyuna girerek giymiş oldu. 2010 yılında 28 maçta 4 gol atıp 1 asist yapan oyuncu ilk sezonu için fena sayılmayacak bir performans gösterdi.
     Paulinho için büyük patlamasını yapacağı sene 2011'di. Bu yıl 36 maçta forma giyip 8 gol 4 asist yapan oyuncu başta milli takım hocası Mono Menezes olmak üzere Avrupa'da birçok takımın dikkatini çekti.
     Milli Takımdaki ilk ve tek maçına 15 Eylül 2011 tarihinde Arjantin'le yapılan hazırlık maçında çıktı.


      Milli takıma kadar yükseldiği 2011 yılında Brezilya Seria-A 'da yılın en iyi 11'ine seçilmeyi başaran oyuncu kariyerindeki ilk bireysel ödülünüde kazanmış oldu. Ancak  bu yıl onun için en büyük başarı kulübüyle kazandığı Brezilya ligi şampiyonluğu oldu.





     2012 yılını da çok iyi geçirmekte olan oyuncu şu ana kadar 15 maçta 3 gol 3 asistlik performans gösterdi. Ayrıca şu anda Copa Libertadores'te finale çıkan Corinthians takımının en önemli parçalarından biri. Copa Libertadores finalinde Boca Juniors deplasmanındaki ilk maçta takımına bereaberliği getiren Romarinho'nun attığı golde onu topla buluşturan oyuncuda attığı derinlemesine pasla Paulinho oldu. Final maçlarından sonra oyuncunun Avrupa'nın büyük kulüplerinden birine transferi seçenekler arasında duruyor.



Özellikleri

     1.80 boyunda fizik olarak güçlü, ikili mücadelerde ayakta kalabilen oyuncunun en önemli özelliği oyunu 2 yönlü oynayabilmesi. Ceza sahasına yaptığı koşularla gole her zaman yakın olan oyuncu attığı derinlemesine paslarlada önünde oynayan arkadaşlarını pozisyona sokabiliyor. Avrupa'ya geldiği takdirde oyuncunun Ramires etkisi yaratmasını bekliyorum.
    Her Brezilyalı genç oyuncu için ilk önce Chelsea, Milan, Barcelona, Real Madrid gibi forma şansı bulmaları zor kulüpler yerine Shaktar, Benfica, Porto, Udinese, CSKA, Fenerbahçe gibi sürekli oynayabileceği bir takıma gelip Avrupa futboluna alıştıktan sonra adım adım yükselmesi onun için daha hayırlı olabilir.








2 Haziran 2012 Cumartesi

EURO 2012'de Dikkat Edilmesi Gereken 10 Genç İsim

10. Rafal Wolski




Turnuvanın ev sahiplerinden olan Polonya'nın son dönemde yetiştirdiği en önemli yeteneklerden olan Wolski ortasahanın iki kanatında da oynayabiliyor. Bileklerine olan hakimiyetiyle dikkat çeken 19 yaşındaki oyuncu turnuvanın yıldız adaylarından biri. Ülkesinin Legia Varşova takımında forma giyen oyuncu turnuva sonrası büyük bir lige transfer gerçekleştirebilir.




9. Luuk de Jong






Üst düzey hucum oyuncularına sahip Hollanda Milli Takımında ilk 11 şansı az olmasına rağmen sonradan oyuna dahil olarak takımın sıkıştığı maçlarda kritik katkı verebilir. 21 yaşındaki Twenteli futbolcu son 2 sezonda Hollanda Lig'in de gösterdiği performansla Avrupa'nın büyük kulüplerinin dikkatini çekmeyi başardı. Bu turnuvada göstereceği iyi bir performans onu transferde en popüler oyuncu haline getirebilir.




8. Alex Oxlade-Chamberlain




Arsene Wenger'in son keşfi 18 yaşında ki İngiliz fubolcu Alex Oxlade-Chamberlain. Arsenal'a bir sağ kanat oyuncusu olarak transfer edilmesine rağmen Wenger'in oyuncusundan farklı mevkilerde de kullanması onun gelişiminde büyük katkıları oldu. Turnuvanın en genç isimlerinden biri olan Chamberlain İngiltere'nin son Dünya Kupasın da yaşadığı temposuz futbol sorununu çözebilecek ve takımı oyun içerisinde hareketlendirebilecek bir isim olabilir.



 7. Andriy Yarmolenko



Turnuvanın bir diğer ev sahibi Ukrayna'nın son dönemde yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri olan Yarmelenko ülkesinin turnuvadaki başarısı için en kilit oyuncu. Dinamo Kiev'de her sezon performansını artıran 22 yaşındaki ofansif sol kanat oyuncusu sürati ve mücadelesiyle Ukrayna'ya çok şeyler katacaktır. Bu turnuvada göstereceği performans ile takımdaki ağabeyi Schevchenko'nun yolundan gidebilir.



6. Alan Dzagoev




Nispeten daha kolay bir guruba düşen ve bulunduğu gurubun en büyük favorisi halindeki Rusya'nın son dönemde Dünya Futboluna sunduğu en büyük yetenek Dzagoev. Hucuma dönük bir ortasaha oyuncusu olarak birçok mevkide oynayabilen 21 yaşındaki Dzagoev kalitesini göstererek hem kendini hem de takımını üst düzeye taşıyabilir.



5. Jordi Alba






Son iki büyük turnuvanın şampiyonu İspanya'nın bu iki turnuvada da en zayıf karnı sol bek Capdevilla olarak gösterildi. Oldukça yaşlanan Capdevilla'nın yerine İspanya sonunda kaliteli bir sol bek çıkardı. Valencia'da yıldızı parlayan 23 yaşındaki futbolcunun bu yaz Barcelona'ya transfer olması bekleniyor. En büyük özelliği hucuma verdiği katkı olan Alba'nın savunma yönünde aynı düzeyde olduğu söylenemez. Herşeye rağmen turnuvanın en büyük favorisi İspanya'nın solbeki olarak Alba'nın  hafızalardan silinmeyecek bir performans göstermesini bekliyorum.




4. Christian Eriksen




Futbolcu fabrikası Ajax'ın son ürünlerinden biri Christian Eriksen. Çağdaş bir oyun kurucu olarak tanımlayabileceğimiz 20 yaşındaki oyuncu, yaratıcılıktan uzak Danimarka'nın turnuvada fark yaratibilmesi için en önemli koz halinde. Her ne kadar ölüm gurubuna düşmüş olsalar da grubun diğer 3 takımının gruptan çıkabilmesi için geçmeleri gereken engel Eriksenli Danimarka olacak. 1-2 sene içerisinde Avrupa'nın üst düzey takımlarında görebileceğimiz oyuncu bu turnuvada farkını ortaya koyabilir.




3. Robert Lewandowski


t




Euro 2012'ye gelen forvetler arasında belki de en formda isim Robert Lewandowski. Dortmund'ta bu sezon gösterdiği performanla başta Manchester United olmak üzere birçok takımın dikkatini çeken 23 yaşında ki genç yıldız turnuvada ülkesi Polonya'nın da en büyük gücü durumunda. Rakip defans oyuncularını yıpratması ve her zaman gole yakın olmasının avantajlarıyla Lewandovski EURO 2012'ye damga vuraacak oyuncular arasında.



2. Danny Welbeck




Turnuvalar da hayal kırıklığına uğramaya alışmış İngiltere'nin forvetteki en önemli silahlarından biri Gana asıllı  Danny Welbeck olacak. Bir Alex Ferguson ürünü olan Welbeck son 2 yılda gösterdiği gelişimle birçok genç oyuncuya örnek oluşturabilecek nitelikte. Turnuvanın ilk 2 maçında Rooney'nin cezası nedeniyle oynayamayacak olması onun sorumluluğunu da artırıyor. Bu sezon United'ta iyi bir 2li haline gelen partneri de ceza sonrası dönüşüyle Welbeck'in performansını artıracaktır. Turnuvada favoriler arasında pek gösterilmeyen İngiltere'nin turnuvayı kazanabilmesi için Welbeck'in üst düzey performansına ihtiyaç duyacak.






1. Mario Götze





Listenin ilk sırasında bana göre turnuvanın en büyük favorisi olan Almanya'nın sıradışı yeteneği 19 yaşında ki Mario Götze var. Bundesliga'yı 2 sene üst üste şampiyon tamamlayan Borussia Dortmund'un Dünya Futboluna sunduğu bir isim Götze. Almanya'nın izleyenlere keyif veren hucum futbolunda yapacaklarıyla turnuvaya damga vurması en muhtemel oyuncu. Tabi en çok merak edilen soru Götze'nin ilk 11'de yer alıp almayacağı, eğer yer alacaksa Podolski'nin kulübede oturması gerekecek. Löw için turnuvanın en şanslı hocası denilse de forma verme konusunda büyük sıkıntılar yaşayacağı da aşikar. Avrupa'da büyük kulüplerin birçoğunun kıskacında olan oyuncu bakalım turnuva da neler yapacak.